2 Şubat 2011 Çarşamba

Zamanı Biriktirdim Ceplerimde

Çocukluk yılları hangi devirde yaşanırsa yaşansın hayatın en güzel, en sıcak hatırlanan yıllarıdır herhalde.Fakat biz 70lerde doğanlar bir çağın son günlerini yakaladık diye düşünüyorum.Hatta 60lar çok çok daha farklıydı herhalde çünkü dünya televizyon sayesinde birdenbire değişti.Televizyonla doğar doğmaz tanışan bir çocukla dünyayı farklı uğraşlar sayesinde tanıyan çocuk elbette ki başka şekilde yetişir.Ama biz tek kanallı devlet televizyonu ile yetiştiğimizden ve
 ilk terbiyemizi ailemizden,ikinciyi de trt1den aldığımızdan olsa gerek,Türkçe'yi kullanışımızla,insan ilişkilerimizle şimdiki nesillerden farklıyız gerçekten.Tv tüm dünyamız değildi,bilgisayar zaten yoktu ve biz sokakta mahalle arkadaşlarımızla oyunlar oynar,çiçek böcek tanır bilirdik.Komşularla selamlaşır,ailece evlerine gidip gelirdik.Bunlar artık ne kadar azaldı,yanılıyor muyum?
Bu arada bir ek yapmadan geçemeyeceğim,geçenlerde bir web sitesinde okuduğum "Günde kaç saatiniz televizyon başında geçiyor?" konulu yazı çok düşündürdü beni,paylaşmak isterim:

"Ortalama belki de iyimser bir hesapla 3 saat diyelim.(bence daha fazladır) İlk başta hiç ürkütücü gelmiyor.Ancak günler damlaya damlaya hafta olur, ay olur,yıl olur , sonunda bir ömür olur biter.Eğer televizyonun günde 3saatten bir yılda yiyip bitirdiği zamanı hesaplarsak, 1095 saat eder.Bu gecesiyle gündüzüyle 45 gün demektir, televizyonun başında geçen 45 gün ve 45 gece eder.


Şimdi ikinci soru:Televizyon canavarının pençesinde can veren bu 1095 saat bize neler kazandırabilir?
Bu rakam bir öğrencinin bütün bir öğretim yılı boyunca ders gördüğü saatlerden daha da büyük bir yekündur.(12 ay okul olmadığı için)Demek ki, en azından kayıp bir öğretim yılı var, orta yerde .
1095 saat içerisinde bir yabancı dili iyi seviyede öğrenmek mümkündür.Bu demektir ki, televizyon her yıl bize bir yabancı dil kaybettiriyor.Kitap okumayı tercih ederseniz, ağır bir okunuşla 25 bin sayfalık kitabı bu müddet içinde bitirmemiz mümkündür."

Günümüzde hiçbirşeye yetişememek demek ki sadece trafikten ve işlerimizin yoğunluğundan olmuyor,üstelik bilgisayarlar hepimizin elinin altında hayatımızda bize zaman kazandıran aletler olarak hizmet ediyor.Örneğin mektup atmaya postaneye,havale vs için bankaya gitmiyoruz çoğu zaman...Elle çizerek ya da yazarak yapacağımız işleri de daha kısa zamanda bilgisayarda yapıyoruz,her türlü bilgiye bir arama motoru ile ulaşıveriyoruz.Yani bu alet bence tvden daha yararlı,tabii boş muhabbetlere pek takılmamak şartıyla,çünkü o zaman vakit kazanmak yerine kaybettiriyor.
Tv tamamen zararlı demiyorum oradan da birşeyler öğreniyoruz elbette ki ama bu bir kadeh şarap içmekle alkolik olmak arasındaki fark gibi birşey,çoğu zarar yani.Bir de beni rahatsız eden şey galiba tv kanallarındaki seviyesizlik,çocukları biraz uzak tutmakta fayda var diyorum.
Gretchen Rubin'in "mutluluk projesi" adlı kitabında zamanı yönetmekle ilgili bölüm çok başarılıydı.Aslında ben de yıllardır oradaki tavsiyeleri kendi kendime keşfetmiş ve uygulamaya çalışan biriyimdir.Örneğin her gün yatmadan evvel 15dk. ortalığı toplamak ya da hoşuma gitmese de yapılması gereken işler için kısa bir zaman dilimi yaratmak işlerin birikmesini önlemek açısından süper olumlu tedbirler.Gardrobdaki kullanılmayan eşyaları gerekli yerlere dağıtmak da insana çok iyi geliyor ,denemelisiniz. En iyisi siz bu kitabı bir okuyun ;)


Zamanı verimli kullanmak,Tv filan derken biraz nostalji yapmaktan da kendimi alamayacağım,yaşıtlarıma aahh-ah dedirtip daha genç olanlara hiçbirşey ifade etmeyebilecek 2 kolaj hazırladım.
Görüldüğü gibi bizim çocukluğumuzda da tv bizim için herşey olmamakla birlikte önemliydi,fakat çocuklara yönelik programlar daha öğretici,iyiye doğruya yönlendirici ,başka bir deyişle zararsızdı :) şimdilerde çizgi filmler hep vurdu-kırdı ve savaş içeriyor.Bizim zamanımızda tüm programlar ailenin önemini ve ana-baba saygısını işlerdi,şimdikilerde bu da eksik...dolayısıyla çocuklarımız anne babalarıyla tatsız üsluplarda konuşmayı normal sayıyor,ayrıca daha bencil ve asosyal yetişiyorlar.
Tabii bu kolajlara sokaktaki oyunlarımızı ve o zamanki yeşil çevreyi de eklemek isterdim çünkü onlar çocukluğumuzun en önemle hatırlanacak kısımlarıydı fakat onlara dair pek fotoğraf yok elimde;belki ilerleyen günlerde onları da toparlarım.
Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder